27 Ekim 2009 Salı

15.Geleneksel Fiesta Partisi : 90-60-90


Beklenen an geldi.

İTÜTASK Geleneksel Fiesta Partisi yine yeni bir konseptle geliyor: 90-60-90

Konsept, ismini bu yıl mezunlara özel hazırlanacak nostalji programından alırken Fiesta, 1.sınıflardan '97 mezunlarına kadar herkesi tanışmaya, eğlenmeye ve anıları tazelemeye davet ediyor.

Öğretim görevlilerimiz, mezunlar, "hiç mezun olmasam" diyenler, mezun olmak isteyip olamayanlar,

Hepinizi 2 Kasım Pazartesi Saat 18:00 de Güzel Sanatlar Holüne (Seramik Atölyesi önü) bekliyoruz.


Aşağıda, 2001 yılında bir oda partisi olarak başlayan ve adini Fiesta isimli şarkıdan ("Fiesta" is the title of a number-one R&B single by singer R. Kelly and features rapper Jay-Z.) alan 'Fiesta' Partisinin başlangıcından itibaren zaruriyet olarak ortaya çıkan kuralları yer almaktadır. Bu kuralların günümüze göre revize edilmiş versiyonunun dikkatle okunmasında fayda bulunmaktadır.

1. Geleneksel Fiesta partisi 2 Kasım 2009 Pazartesi günü, 18:00-22:00 sularında Güzel Sanatlar Hölünde yapılacaktır.

2. Öncelikli olarak partinin akademik bir ortamda yapılacağı unutulmamalıdır.

3. Parti R. Kelly'nin 'Fiesta' şarkısı ile başlar

4. 'Fiesta' şarkısı hakkında (kaç kere çalınırsa çalınsın) fikir beyan etmek yasak ve tehlikelidir.

6. Parti için sadece mekan ve muzik düzenleme ekibi tarafından sağlanacaktır.

7. Dijital formatta getirilen şarkı istekleri değerlendirilecektir.

8. Parti içinde ihtiyaç duyabilecekleri tüm diğer ekipmanların katılımcılar tarafından sağlanması gerekmektedir.

9. Bahsi geçen ekipmanlardan 'aşırı derecede' kullanmak yasaktır.

10. 'Gerekli' durumlarda Ayhan Ensici veya İTÜTask Başkanının partiyi sonlandırma hakkı saklıdır. Bu hakkın tartışılması yasak ve tehlikelidir.

11. Parti bölüm dışından katılımlara açıktır.

12. Partinin akademik bir ortamda yapıldığının unutulmaması unutulmamalıdır.


Partide görüşmek üzere,

20 Ekim 2009 Salı

3. Ulusal Tasarım Öğrencileri Forumu

3.ULUSAL TASARIM ÖĞRENCİLERİ FORUMU BİLDİRİSİ

8-9 Ekim 2009, İTÜ Mimarlık Fakültesi, Taşkışla

(4.Ulusal Tasarım Kongresi Kapsamında)

GİRİŞ

Bu metin İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 8-9 Ekim 2009 tarihlerinde 4.Ulusal Tasarım Kongresi kapsamında gerçekleşen 3.Ulusal Tasarım Öğrencileri Forumu’nun çıktılarını içermektedir.

3.Ulusal Tasarım Öğrencileri Forumu İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü Tasarım Kulübü öğrencileri tarafından organize edilmiş olup Endüstriyel Tasarım alanında eğitim veren 7 farklı okulun katılımıyla gerçekleşmiştir. Foruma İstanbul Teknik Üniversitesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, T.C Kadir Has Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümlerinden 5'er temsilci ve farklı okullardan izleyiciler katılmıştır.

Düzenlenme amacı kongre boyunca profesyonel tasarımcılar ve akademisyenler tarafından ele alınan “Tasarım veya Kriz” konusunun yanında endüstriyel tasarım öğrencilerinin yıllardır karşılaştığı “kriz”leri yeniden gündeme getirip bunlara çözüm önerileri sunmak olan forumda 7 farklı okul 7 farklı konuyla ilgili görüşlerini paylaşmış ve konular ortak bir alanda öğrenciler tarafından tartışılmıştır. İki gün süren tartışmaların ve fikir alışverişlerinin sonunda tüm tasarım öğrencileri ortak olarak karara vardıkları konuları öneriler şeklinde hazırlamışlardır.

Türkiye’de tasarımın geleceğini değiştirecek asıl yatırımın öğrenci olduğunu düşünen geleceğin tasarımcı adayları 3.Ulusal Tasarım Öğrencileri Forumu’nda konuşulan problemlere ve getirilen önerilere dikkat çekmek istemektedirler.

3.ULUSAL TASARIM ÖĞRENCİLERİ FORUMUNDA TARTIŞILAN KONULAR ve GETİRİLEN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Konu 1: Yurt dışında lisans, yüksek lisans, staj gibi imkânlara duyulan ilginin nedenleri, sonuçları ve bunun tasarım piyasasına ve eğitimine etkileri

· Üniversitelerin Erasmus vb. öğrenci değişim programları geliştirilmeli, yalnızca öğrenci gönderimi değil, öğrenci alımı konusunda da okullar adım atmalı, çoklu kültüre sahip bir eğitim süreci sağlanmalı,

· Öğrenciye yurt dışı imkânı sağlayabilecek firmalar ve kurumlarla iletişim artırılmalı, beyin göçünü önleyebilecek imkânlarla yurt dışı deneyimi desteklenmeli,

· Yalnızca yurt dışı değil yurt içinde de okullar arası değişim programlarına destek verilmeli, farklı okullar karşılıklı imkânlardan yararlanabilmeli,

· Yurt dışında eğitim almış personeli geri çekmek için akademik personel imkânları artırılmalı, üniversitelerin araştırma olanakları geliştirilmeli,

· Şimdiye kadar “batılı olmak” anlamına geldiği sanılan tasarım bakış açısı yüzünü doğuya da çevirmeli, okullar öğrenciye doğuyla ilgili de imkân sağlamalı,

Konu 2: Okul projelerinde/stajlarda/yarışmalarda tasarım öğrencilerinin tasarım haklarının korunması, tasarım tescili konusunda öğrencilerin karşılaştığı problemler

· Okul projelerinde, stajlarda, profesyonel tasarımcı danışmanlığında yürütülen projeler okul tarafından güvence altına alınmalı, gerekli ön protokoller aşama aşama belirlenmeli,

· Okulda firmalarla yürütülen projelerde öğrenci haklar ve ücretlendirme konusunda proje başlamadan bilgilendirilmeli,

· Tasarım yarışmalarında öğrenci haklarını koruyan şartnameler hazırlanmalı,

· “Esinlenme” adı altında fikir ve görselliğin çalınmasını önlemek amacıyla, öğretim görevlileri ve yarışma jurileri projeler ve konular hakkında yeterli donanıma sahip olmalı,

· Öğrencileri haklar konusunda bilgilendiren dersler öne çekilmeli, projelerle eş zamanlı olarak başlamalı,

Konu 3: Okullarda KOBİ lerle veya profesyonel tasarımcılarla yapılan projelerin verimliliği

· Şirketlerle çalışmak üretilen ürün hakkında daha fazla bilgi sahibi olan insanların yorumlarını alabilmek açısından değerli olabilir ancak öncelikle “KOBİ sizi şu anda bulunduğunuz noktadan daha ileri bir noktaya taşıyabiliyor mu?” sorusu sorulmalı,

· KOBİ’lerle çalışma stratejisi olan okullar bu projeleri en azından 3. veya 4. Sınıfa yönelik gerçekleştirmeli, önceki yıllarda yaratıcı düşünceyi öldürmemek açısından öğrencilerin daha özgür kalabileceği konsept bazlı projeler üzerine yoğunlaşılmalı,

· Farklı büyüklük ve ölçekteki firmalarla çalışılmalı,

· Projeler konusunda öğrenciye seçme imkânı verilmeli, öğrenci KOBİ ile çalışmak yerine müfredatta yer alan ve KOBİ projesiyle eş zamanlı yürütülebilecek bir konuyu tercih edebilmeli,

· KOBİ’lerden projelere gelen kişiler öğrenciye proje konusuyla ve amacıyla ilgili bir şeyler kazandırmalı; projede öğretilmek istenenle KOBİ’den gelen yetkili kişi arasında bir bağlantı, bir planlama olmalı, (Örneğin üretim tekniklerini dikkate alan bir projeye satın alma müdürünün dahil olması vb.)

Konu 4: Her yönüyle tasarım yarışmaları

· Yarışmalar daha fazla ciddiye alınmalı; firmaların yalnızca rant sağlamak, reklam yapmak ve öğrenci emeğinden yararlanmak amacıyla yarışma düzenlemesinin önüne geçilmeli, yarışmaların niteliği, konsepti, kategorileri belirlenmeli, (mimarlık, iç mimarlık, endüstriyel tasarım vb.olarak ayrım getirilmeli),

· Yarışmalar motivasyonu artırıcı nitelikte olmalı (örneğin 120 farklı projenin katıldığı bir yarışmada 5 projeye tasarım tescili veriliyorsa diğer 115 projeye ve fikre ne oluyor, bunların suistimal edilmeyeceği garantisi nasıl veriliyor? Ayrıca seçilen 5 projeye verilen ödüllerin rakamları neye göre belirleniyor?),

· Proje değerlendirmelerinde monotonluktan kaçınılmalı, işlevi olmayan ve teknik olarak çalışmayan tasarımların derece alması konusunda dikkat edilmeli,

· Saygısızlık ve ırkçılık derecesine varan bir tavırla sadece belli okullar açık yarışmalar düzenlenmemeli,

· Yarışmaya katılacak juri ekibi özen ve dikkatle seçilmeli, yarışmalara destek veren belli kurumların yarışmalara belli okullardan jurileri çağırmasına son verilmeli

Konu 5: Tüketim eylemine en çok hizmet eden meslek grubuna dahil olacak biz tasarım adaylarının tüketime bakış açısı ve okulların eğitimde bu konuya yaklaşımları

Yöntem: Sunum konusu, değişik şehirlerden, 7 ayrı üniversiteden ve farklı sosyo-ekonomik seviyelerden gelen 50 endüstriyel tasarım öğrencisine sorulan iki kilit soru ve onlardan gelen yanıtlar şeklinde sunuldu. Forum salonunda bulunan 50 öğrenciden aşağıdaki iki soruya EVET veya HAYIR şeklinde cevap vermeleri ve yanına ÇÜNKÜ.. ile başlayarak açıklama yapmaları istendi.

Soru 1: Tüketim kültürünü pompalayan tetikçiler Endüstriyel Tasarımcılar mı? (Ben miyim?)

Sonuç 1: Bu soruya öğrencilerin %66’sı HAYIR, %28’i EVET, %6’sı ise KARARSIZ veya HER İKİSİ olarak cevap verdi.

Türkiye’nin genelini yansıttığı düşünülen bu anketteki öğrencilerin yarısından fazlası kendilerinin ve Endüstriyel Tasarımcıların tüketim toplumunu pompalayan bir meslek grubuna dahil olmadıklarını düşünüyor. Bunların nedenleri arasında tasarımcının firmada kendinden bekleneni yerine getirmesi, tasarımcının ürün tasarlarken asıl amacının yeni bir tüketim nesnesi yaratmak değil bir probleme çözüm bulmaya çalışması, ihtiyaç oldukça tüketim yerine tükettikçe yeni ihtiyaçlar doğuran tüketim toplumunun tasarımcıyı yeni ürünler yaratmaya zorlaması gibi etkenler gösteriliyor. Bu soruya EVET diyen katılımcılar ise tasarımcı tüketim toplumunun bir parçası da olsa ahlaki değerlerinin devreye girmesi ve tasarımın bu tip müdahaleleri de içinde barındırması gerektiğini, sürdürülebilir tasarımlar yaratılabilecekken tasarımcının kendi maddi ve manevi tatminleri ile hareket etmesinin doğru olmadığını savunuyor.

Soru 2: Türkiye’de Endüstriyel Tasarım eğitimi tüketim kültürüne hizmet eden tasarımcılar mı yetiştiriyor?

Sonuç 2: Bu soruya öğrencilerin %58’i HAYIR, %38’i EVET, %4’ü ise KARARSIZ veya HER İKİSİ DE olarak cevap verdi.

Bu soruya HAYIR diyen öğrenciler üniversitelerinde iyi tasarımın tüketimi tetiklemesi gerekmediğini ve en azından bir kez sürdürülebilirlik ve verimlilikle ilgili bir projeye katılarak bu konular hakkında bir şeyler öğrendiklerini vurguluyor. Bu soruya EVET diyen öğrenciler ise Endüstriyel Tasarımın tüketim kültürünün bir parçası olduğunu ve üniversitelerin farkına varmadan bu sistemin içinde yer aldıklarını düşünüyor. Sonuç olarak Türkiye’de Endüstriyel Tasarım öğrencileri, üniversitelerin tüketim tetikçisi tasarımcılar yetiştirmediğini ve Türkiye’deki Endüstriyel Tasarımcıların tüketim kültüründe tetikçi olmadığını fakat pek çok etmenden biri olabileceğini bildirdi. Bu bağlamda,

  • Türkiye’de bilinçli tüketim toplumunun oluşmasının bilinçli tasarımcılar yetiştirmekten geçtiği gerçeği dikkate alınarak okullar bu konuda çalışmalarını genişletmelidir.

Konu 6: Piyasadaki iş imkânları azalmasına rağmen üniversitelerde yeni Endüstriyel Tasarımı Bölümlerinin açılmasının etkileri

Üniversitelerde yeni Endüstriyel Tasarım Bölümlerinin açılması çift yönlü bir etki yaratmaktadır. Pozitif etkileri: tasarım bilincinin artması, nitelikli eğitim/ rekabet ortamının doğması, tasarım bölümlerinin farkındalığı ve tanınırlığı artması ve tasarımcıya olan talebin artması olarak sıralanırken negatif etkileri: öğrenci patlamasının yaşanması, branşlaşma ve uzmanlaşma olmadığı için sorun yaşanması, niteliksiz tasarımcı adaylarının yetişmesi olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle:

  • Dünya pazarında Türk tasarımı olarak yer edinilebilmesi için öncelikle eğitimde ortak dil yaratılmalı,
  • Tasarımcıların öncelikle eğitimi tasarlanmalı; okullar arasında gerek müfredat gerek kimlik açısından farklılıklar olmalı ancak okullar arası eğitim kalitesi dengesi de sağlanmalı,
  • Okullarda yeni Endüstriyel Tasarım Bölümlerinin açılması yerine öncelik branşlaşmaya verilmeli, okulların yüksek lisans programlarında farklı alanlarda ve konularda tasarım programları açılmalı,
  • Vakıf üniversitelerinin ekonomik avantajlarından yararlanılmalı,
  • Tasarımın lüks olmaktan çıkıp pratik çözüm önerileri sunabilen, her kesime hitap edebilen bir olgu olduğu gerçeği, endüstriyel tasarım eğitimi bilincinin temeline oturtulmalı,
  • Yeni açılacak vakıf üniversitelerindeki bölümler bir branşlaşma önerisiyle gelmeli.

Konu 7: Türkiye’de tasarım öğrencilerinin örgütlenmesi

  • Sürekli tartışılan ve kısır döngü içinde olan konulara bir çözüm bulunamamasının nedeni, öğrencilerin tek bir paydada buluşarak ortak bir karar veremeyişi, karar verilse bile yetkililer üzerinde bir yaptırım gücünün olmayışıdır. Öğrenciler sonu olmayan çatışmaların ortasında ekol, şehir vb. gibi mikro milliyetçilikler altında ezilmektedir. Herkesin tasarım hakkında ortak hayalleri varken bilinen bu tartışmalar ortak bir amaca ulaşmayı güçleştirmektedir. Dolayısıyla bu noktaya gelirken;

- Tasarım öğrencilerinin farklılıklarının bir araya gelmesini bir değer olarak görmeyi,

- Öğrenciler arasındaki iletişim kopukluğunu ortadan kaldırmayı,

- Mevcut sorunları tartışarak ortak bir çözüme ulaştırmayı,

- Alınan kararları ilgili mercilere ileterek öğrenciler olarak yaptırım gücüne sahip olmayı hedefleyen tüm tasarım öğrencilerinin birliğini sağlayacak olan Türkiye Endüstriyel Tasarım Öğrencileri Platformu’nu hayata geçirmek istiyoruz.

SONUÇ

3.Ulusal Tasarım Öğrencileri Forumu’ndan alınan çıktılar sonucunda Türkiye’de Endüstriyel Tasarım öğrencilerinin bir çatı altında toplanması konusunda atılan adımların güçlenmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Endüstriyel Tasarım öğrencileri gerek ertelendiği, gerek görmezden gelindiği, gerekse çözümsüz olarak nitelendirildiği için yıllardır askıda kalan bir çok konuyu ilk kez sözlü ve yazılı olarak dile getirme olanağı bulabilmişlerdir.

Bundan sonraki süreçte Türkiye Endüstriyel Tasarım Bölümü Öğrencileri Platformu Türkiye’deki bütün Endüstriyel Tasarım Bölümü öğrencilerinin, özellikle akademisyenlerin ve profesyonellerin desteklerini beklemektedir.